'Ruh' nedir bilmeden 'acısını' öğreniyoruz. Bir kitap okuyoruz ve kendimize hayali dünyalar kurmayı keşfediyoruz. Uzaktan kısık sesle kulağa hoş gelen bir şarkı duyuyoruz sonra da susup dinlemeye alışıyoruz. Yağmurdan kaçan, güneşten saklanan insanlar görüyoruz; yanlış neymiş anlıyoruz. Hastalıklı zihniyetlerin serbestçe dolaştığı sokaklarda özgürce gezemeyen bizler, çaresizliğin kölesi oluyoruz. "Mutluyuz-mutsuzuz, huzurluyuz-huzursuzuz, güvendeyiz-güvensiziz" zıtlıkları fark ettiğimizde yalan söylemeye mecbur bırakılıyoruz. Doğru söylerseniz sorgulanırsınız. Anlatırsanız anlamazlar ama hüküm koyarlar; 'bencilsin', 'nankörsün' diye anlınızın ortasına hiç umursamadan damgayı basarlar. Yaşıyoruz ne de olsa. Böylelikle biz de umursamamayı öğreniyoruz zamanla. Sonra.. sonrası kaderiniz ve sizin iradenizin seçimlerine kalmış.
Kendimi hafızalardan silmek istiyorum. Beni hiç tanımamış olsunlar.
"Bir kez kendini bulmuş olan birinin bu dünyada kaybedecek hiçbir şeyi yoktur artık. Ve kendi içindeki insanı anlamış olan biri, bütün insanları anlar..."
O sokağın çıkmaz olduğunu biliyordum ama o kadar güzeldi ki, sonunu düşünmek aklıma bile gelmedi.
Ölüm var diye kimseyi affedemem, ölüm varsa bana da var, yapmasalarmış.
Stardust
Like or reblog if you save, sweetheart 🌙
Isolated, I succumb to the weight of the world
Separated, I fall from the sky ...
#starset #space #alien #dustinbates
ah, kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya*
bulutlar kadar güzel, bulutlar kadar uzak.
gökte birçok yıldız duruyorken, ben tuttum sana inandım. keşke, bunun benim için ne ifade ettiğini biraz olsun anlayabilseydin.