ama yine de, çoğunlukla hayır. çoğunlukla boğuluyorsun. o da bunu anlamıştı. ve benim de anladığımı fark etmişti. ve babam. üçümüz de boğulduk ve birbirimizi nasıl kurtaracağımızı bilmiyorduk, ama hepimizin birlikte boğulduğumuza dair bir anlayış vardı.
bir şekilde birbirimizi anlıyorduk, annem, babam ve ben. hepimiz ne kadar berbat durumda olsak da birbirimizi anlıyorduk. annem, tüm hayatınız boyunca boğuluyormuş gibi hissetmenin nasıl bir şey olduğunu biliyordu, sadece bu anlar, bu çok nadir, kısa anlar hariç, aniden hatırladığınız... yüzebildiğiniz anlar.
bir şekilde birbirimizi anlıyorduk, annem, babam ve ben. hepimiz ne kadar berbat durumda olsak da birbirimizi anlıyorduk. annem, tüm hayatınız boyunca boğuluyormuş gibi hissetmenin nasıl bir şey olduğunu biliyordu, sadece bu anlar, bu çok nadir, kısa anlar hariç, aniden hatırladığınız... yüzebildiğiniz anlar.
çoğu erkek benim bir kavram olduğumu, onları bütünlediğimi, yaşadıklarını hissettireceğimi düşünür. oysa ben huzur arayan, kafası karışık bir kızım o kadar. kendi dertlerini bana yükleme.
her hatıramızın duygusal bir özü vardır. ve o özü yok ettiğinizde hatıra bozulmaya başlar.
"bana hiçbir şey anlatmıyorsun, joel. ben kapağı açık bir kitap gibiyim. sana her şeyi anlatıyorum. her utanç verici ayrıntıyı. bana güvenmiyorsun.'"
"sürekli konuşmak iletişim kurmak demek değildir."
"benim yaptığım bu değil. seni tanımak istiyorum. ben sürekli konuşmuyorum, tanrım! bir şeyler paylaşmak zorundasın değil mi? buna samimiyet denir. bana bunu söylettiğin için çok kızgınım."
"özür dilerim. benim hayatım hiç de ilginç değil."
kendine söyleyemediklerini dudaklarının kenarı anlatır bana.
içimi yakan delip geçen ateş sensin
bazen o kadar manasız, o kadar nedensiz gibi görünen şeyler yapabiliyorsun ki anlayamıyorum seni. anlam veremiyorum ben sana. sen de bir bok paylaşmıyorsun.
yalnızken kendimi özgür hissediyorum, canımın istediği şeyi düşünebilirim, kendi düşüncelerime sığınıyorum, "kafası başka yerde" denilenlerden oluyorum. kafamın başka yerde olmasına bayılıyorum, düşüncelerimin arasındaki yollara sapmayı, zihnimdeki çılgınlıkları özgür bırakmayı çok seviyorum.
iyi geceler değerli kent dinleyenleri, kaybedenler kulübü burası... âşık olmak anlık bir şey; birden her şeyin çok parlak göründüğü, birden en pastel renklerin bile ısınmaya başladığı, birden tüm yemeklerin çok daha lezzetli olduğu bir an bu... insan karar vererek âşık olmaz, sadece bir bakar olmuş...
normal bir insan gibi "seni seviyorum" demez. onun yerine güler, kafasını iki yana sallar ve küçük bir gülümseme ile "aptalın tekisin" der.
beni sevmesen de görmesen de hayat sürerdi yine
ben yerini yadırgayan bir eşya
düşünsenize sevgiliniz dışarı çıkmak için çocuk gibi kıyafetlerini geceden hazırlayıp kenara koyuyor ÇOK TATLI YİCCCEM şapır şupur öperim
sacmaladigimda ayak uydurur musun yoksa ask iptal mi
“ona göre ben hala ölmeyi bile becerememiş utanmaz, aptal bir hayaletten, “yaşayan bir cesetten” başka bir şey değildim.”
“+ hakkında senin bile unuttuğun şeyler hatırlıyorum. - ya da tam tersi. + evet, belki. - ben ölünce tüm o şeyler de benimle birlikte ölecek..."
anılara kapılıp kanma, dünyanın da düzeni böyle
bir de sırtımı çiğneseniz çok iyi olurdu
biriniz gelip makyajımı çıkarabilir mi
biriniz gelip makyajımı çıkarabilir mi
"başka biri oluyorum" dedim sana; "evde başka, işte başka, sokakta başka. deniz kıyısında, ormanda, kitap okurken, film izlerken, yemek yerken, kızarken, mutluyken, sevişirken, aşık olurken başka."
dedin ki; "onları tanıştırsana."
öpsene beni tam da bu gece, inancım kalmamışken hiçbir şeye
buradaki cocuk benim tsk
bu arada bebeyken esmermisim simdi beyazım
ablanızın hızlı dönemleri (yaş 4 buçuk)
"nasıl olacak bilmiyorum. ne düzeliyor, ne de kolaylaşıyor. "değişeceğim" diye kendime yalan söyleyemem. ben zehirim. zehirden yapılmışım. içimde zehir var ve dokunduğum her şeyi yok ediyorum. bu benim mirasım. gurur duyabileceğim hiçbir şeyim olmadı. ve beni tanıdığı için daha iyi olan kimse yok."
"gördün mü sarah lynn, lanetli değiliz. genel anlamda bakacak olursak hepimiz bir gün unutulacak küçük zerreleriz. geçmişte ne yaptığımız, nasıl hatırlanacağımız önemli değil. önemli olan tek şey şimdi, şu an... birlikte paylaştığımız bu tek muhteşem an. değil mi sarah lynn? sarah lynn?"
ne bileyim füsun. şimdi aramıza duvar örsen, yine kalkıp senin sevdiğin renge boyarım.