insanların karakterlerini çözmeye başladığımdan beri gözlerim duygusuz bakıyor.
Katılımsız bir cenaze, üstelik ölüsü yeryüzünde~
Kendi ile barışık olmayan insanlara birkaç şey söylemek istiyorum. Sahip olduğunuz kilonuzun, burnunuzun, ağız yapınızın, boyunuzun, yüzünüzde bulunan lekelerin, sivilcelerin, benlerin gerçekten hiçbir önemi yok. Evet sizi bunlara göre yargılayacak birçok insan var ama bunun da hiçbir önemi yok. Unutmayın ki kusurlar insanı benzersiz yapar. Aynaya bakarken içinizi de görün ve içinizin güzelliği yüzünüzü aydınlatsın. Kimin ne düşündüğünü kafaya takabilecek kadar uzun bir hayatınız yok. Ve bu hayata sadece bir kere geliyorsunuz. Bu yüzden; kusana kadar yemek yiyin, sizin hakkınızda kötü düşünenlere - bu kişiler çok sevdiğiniz insanlar olsa bile- arka tarafınızla gülün ve kendinizi herkesten çok sevin çünkü sadece sen kendine sırtını çeviremezsin. :)
Bir yılı daha geride bıraktık. Kâh üzüldük kâh üzüldük, yeri geldi üzüldük. Zaman zaman üzüldüğümüz anlar da oldu. Fakat iyi üzüldük.
Bunaldım, sanki başkaları bana hayatımı nasıl yaşayacağımı söylüyor ben de dinliyor gibiyim.
"Biliyor musun, insanları öldürüyorum Portuga."
"Bunu nasıl yapıyorsun Zezé?"
"Onları unutarak."
-Şeker Portakalı
Dışarıdan bakıldığında hiçbir şeyi umursamayan biri olarak gözükebilirim ama içimde kaç farklı dünyanın yıkıldığını siz bilemezsiniz
‘‘Bak.’‘ dedi. ‘‘Pencere, penc ve re kelimelerinden oluşur. Penc şu tavladaki sayı yani beş demek, re ise yol demektir. Burayı, şu dört duvarı düşün. Hangi tarafa gitsen yol yok, kapalı. Pencere de bu dört duvarın arasında açılan beşinci yoldur, unutma.’‘
belki denize ulaşır içimizdeki nehirler bir gün~