Does anyone recognise her? 😍🔮💕
@furkanlarserefsizdir veeğ ve veğ veeğ
umudun olduğuna inandığın belki de kaybettiğin halde aradığın umudun peşindesin. öyle bir yerdesin, yerin neresi olduğunun pek bir önemi yok. havanında, bulunduğun konumunda önemi yok. baktığın yerin, baktığın yerde aradığın şeyin olmamasında bir önemi kalmamış. çok üzülmüş çok kırılmış çok kızmışsın kendine belki de en çok kendinle kavga etmişsin. oldu bittiye getirmeden bir savaşa girmişsin. savaşının kendinle olduğunu unutmuşcasına. bu savaşı kendini kaybettiğin için açtın. fark etmiyorsun kendin olmayışını. fark etmek istemiyorsun kendini unuttuğunu. biliyorsun.
biliyorsun çünkü kendini hatırlarsan özür dileyip gönlünü alman gereken bir çocukluğunun olduğunu. bir özürle de seninle barışmayacağını biliyorsun.
aslında sen birçok şeyi biliyorsun da bilmezden gelmeyi daha çok seviyorsun. kim sevmez bir yalanı ömür boyu koynunda çocuğu gibi büyütmeyi. en çok sen seversin. seversin çünkü seni de yalandan sevmeler büyütmüştü koynunda. kaç yıllık hayatında tutunmak istediğin her dalın bir avutma bulutundan oluştuğunu fark ettiğinden beri sende çocukluğunda oluk oluk kan fışkıran yarana, bilmem kaç dikişin kapatamayacağı o yaraya küçük bir yara bandı yapıştırıp bak geçti çocuğum diyerek büyümeye ilk adımını atmışsın. adım atmakla birlikte büyümek seni alıp sarıp sarmalamış evlat alınmış bir çocuğa verilen yalandan sevgi gibi.
sana verilen şeyin sevgi olmadığının farkında değilsin. şimdi farkındasın da ne fayda değil mi? ne değişecek ki,büyümek güzel geliyor.
güzel geliyor çünkü büyüyünce üzüldüğün zaman ceketini alıp gecenin bir yarısı sokakları dolaşmak seni korkutmuyor. büyüyünce ağlanmaz. ağlamayacağını bildiğinden, kızınca camı çerçeveyi indirip rahatlayabiliyorsun. sana camı çerçeveyi indirmen için verilen rahatlık şimdi yüreğine parça parça batıyor. yüreğine batan rahatlık bir şeylerin farkına varmanı sağlıyor.
erken büyüyen bir çocuğun kaç yaşına gelince beş yaşındaki haline dönme isteğini bastıramıyor oluşunun farkına vardın.
vardığın noktadan çocukluğuna dönüp baktığında onun orada sana küskün halde durduğunu da görüyorsun. umudunu kaybettiğinden midir ya da hâlâ aradığın umudu nasıl bulabileceğinden dolayı mıdır ciğerlerine nefesin yerine tütün dumanını çekmen.
çektiğin nefes önemini yitirmeden, ceketini alıp çıktığın evde ne eksik diyerekten çocukluğuna gitmeyi de öğrenmelisin. sen büyüdün, kapandığını zannettiğin yara da seninle birlikte büyüdü. bak artık yara bandıyla da tutuşmuyor.
çek al koynundan yalandan avutmaları. eyvallah benden buraya kadar diyerek al omuzuna ceket diye attığın çocukluğunu. dokun, sev onunla birlikte büyümen gereken şekilde büyü. bırak cam çerçeve dökük kalsın.
çocukluğuna, çocuğun gibi sarıl.
Stardust
Like or reblog if you save, sweetheart 🌙
Geçmişimin kanlı ellerinin boğazıma yapışmasına izin vermiş, kendi gerçekliğimi kaybetmiştim ama bunu ben doğurmamıştım. Geçmişimde olan hiçbir şeyi kendim istememiş, üzerine kan kokusu sinmiş katil ellerle kendi benliğimi öldürmek istememiştim. Bu geri dönüşü olmayan bir yol muydu bilmiyorum. Hala eski benliğimi getirmem için bir şansım var mı bilmiyorum.
Olympus Mons, the largest volcano in the Solar System, casts a huge shadow on Mars