‘kucaklamak isterdi ölümü ve sonsuzu, ölü buldu onu sabah rüzgarı. ölü buldu onu sabah rüzgarı. ölü buldu onu sabah rüzgarı. yamalı bir yıldızdı ilerde ışıyacak, demekle özetliyor: bu dünyada yalnızız, olmadı kimseye lazım, aranmadı, eski bir yara izi sızladı her eğilişinde insanlara, eski bir yara izi sızladı her eğilişinde insanlara, eski bir yara izi sızladı her eğilişinde insanlara, eski bir yara izi sızladı her eğilişinde insanlara, eski bir yara izi sızladı her eğilişinde insanlara, doğduğu günden beri kalbinde bir delik almak için bütün sızıları içine, çare yok dünyadan gideyim gayrı’
Tutunamayanlar'a yeniden başladım. (17.02.22)
evet. tamam mı....?
Ne dertlere gebe şu fani hayat
Ruhum bedenim titrer bu sebebten
Ne zormuş sevmek birini
Onsuz yaşamayacağını düşünmek
Bağlanmak körü körüne
Bilmemek geçmişin geleceğe neler getireceğini
Umursaz gibi durup sabretmek
Ama bilmeden kendini bitirmek
Senin dokunmaya kıyamadığın
Büyüsü kaçacak diye kokusuna sürgün kaldığın
Nadide bir çiçeğe güvenememek
Çünkü korkar gerçekten seven adam
Sevda hayatı olduğu gibi kabul etmektir.
"Meet me in Montauk"
Eternal Sunshine of the Spotless Mind.
Ölüm yokluk değil ki intihar kurtuluş olsun
“Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi. Resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim, yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim...”
243 posts