224 posts
Gelecek günün biten günden farkı olduğuna inanırım...
Tamam, senin için o gelecek günün değişmemiş olabilir...
Fakat o gün senin aynı olduğu için başkalarında da olacak mıdır?
O gün belki yeni bir çiçek açmıştır, ya da o zaman yatakta hasta olan bir çocuk iyileşmiş olabilir...
Bir suçlu olan insanın bulunması ya da denizin daha güzel görünmesi olabilir...
Yani sen hayata nasıl bir bakış atarsan öyle ilerler.
Bengeceninkaranlığı
Hedefinize ulaşamayacağınızı kanaat getirdiğinizde, hedefinizi değil, hedefinize giden yolu gözden geçirmelisiniz.
Zig Zaglar
Bir noktadan sonra vazgeçmek olanaksızdır. Erişilmesi gereken noktada orasıdır.
Franz Kafka
Zaten karanlıkta kalmamızın sebebi kaybolmak değil midir bir yandan da?
O zaman... Karanlıkta bizi bulmak isteyen biri görmedikçe bize nasıl ışık tutacak hayatımızda?
Sen o karanlıktan çıkmadıkça, ne seni bulan ne de seni bu hayatta gören olacak hayatında...
Değerini bil... Ve hayatının hep karanlıkta kaybolmak değil, kendinin ne kadar önemli olduğunu bilip çık o karanlıktan...
Başkalarının seni önemsemesini istemesinden değil.
Bengeceninkaranlığı
Ben zaten o karanlığa tamamen hapsolmuşken, sen ümidini kaybetme...
Kim bilir... belki o karanlıktan çıktıktan sonra sana biri ışık olur.
Neden hep seven daha çok üzülür?
Neden hep ilk bataklığa doğru giden çamura batar?
Neden hep iyi olan kötü olur?
Bengeceninkaranlığı
Kimsenin beni bulmasına ihtiyacım yok...
Çünkü ben zaten kendi karanlığımda kaybolmuşum...
bengeceninkaranlığı
Bir satır söz, gözlerimizden akan bir gözyaşı...
Şömineden çıkan bir alev bile...
Önem kazanabilir bazen...
Bengeceninkaranlığı
Kimsenin gerçekte kim olduğunu bilmesine ihtiyacın yok...
Bazen tek kendin bilsen de yeter...
Bengeceninkaranlığı
Sen sesini duyurmadıkça seni kimse anlayamaz.
Sen sessiz kaldıkça ölürsün...
Sen sustukça kaybolursun...
Sen kendini karanlığa kapattığında kimse seni görmez...
Sen kendini dışarı olarak iyi değil, İçindeki sen olarak iyi ol.
Kimseye karşı ben iyiyim deme, Böyle yaptıkça en çok kendini kandırmaz mısın?
Sen dışarıdayken, Arkadaşlarınlayken yada vb. kişilerleyken sadece kendi canını daha çok yakarsın...
İçindeki ateşi kendi içinde tutmayı bırak, Kim bilir... Belki o içindeki ateşi, acıyı, korkuyu, endişeyi anlayacak birini bulursun.
Kimse için kendini değiştirme, Çünkü sen kendin doğal halinle güzelsin...
Bir gül dikensiz gül olur mu?
Bir göl ya da nehir suyu olmadan olur mu?
Yoksa kurumaz mı o nehir yada göl...
O zaman sende şimdi kalk ayağa sil o güzel gözyaşlarını onlar senin gibi güzel birinin değerini bilememişler ise bu onların hatasıdır.
Unutma... Bu hayat kısa şuana kadar ağladığın o değerli gözyaşların için o gereksizlere değmez.
Bengeceninkaranlığı
Yoruldum... Şimdi bir söz yazamayacak kadar, Şuan sıcak olan bir kahvenin yanında kitap okuma hevesi olmayacak kadar, Gökyüzünde ki aya ve yıldızlara bakıp ümit beklemeyecek ve ben karşımdaki kişiyi hep daha çok sevip...
Sonrasında sevilmemekten, yaralanmaktan, acı çekmekten yoruldum...
Bengeceninkaranlığı Gece ne kadar karanlık olsa da, Bazı yıldızlar sönük olsa da...
Onların acısı yok mu sanıyorsunuz?
Bıkmadık mı? Herkese hep bizi istediği gibi görmeye alıştırmaya, Kendimizden başka birini göstermekten, İyi olmadığımız halde iyiyim demekten...
Peki o zaman bunları neden yapıyoruz? Neden hem kendimizi, hem de karşımızdaki insana karşı aşılması zor duvarlar örüyoruz?
Hangisi daha ağırlıklı... Karşımızdaki kişinin bizi sevmemesinden korktuğumuz için mi? Yoksa O karşımızdaki kişinin bizi kıracağını, üzeceğini, satacağını, aldatacağını düşündüğümüz için mi?
İnsanlık hayatında bu dengedir... Her zaman daha iyi davranan, daha çok destekleyen, Daha çok emek veren, Daha çok çabalayan hep kaybeden olmadı mı bu savaşta... Bu yüzden bizde kendimizi tam olarak göstermemeye, hep şüpheyle yaşayan ve her zaman sıkıntıyla ve içimize sinmeyerek yaşayan yine biz olmayacak mıyız? Hiçbir zaman insanı dış davranışlarına göre yargılama...
Kim bilir... Belki onunda bir hikayesi vardır.
Bengeceninkaranlığı
Çizdiğin bir resmi, Bir kağıda yazdığın cümleleri yırtıp atabilirsin...
Peki... Ama yaptığın hataları, yanlışları bu kadar kolay silip atabilir misin?
Bengeceninkaranlığı
Sıcak bir kahvenin içine buz atılamaz...
Çünkü buz atılırsa soğumaz mı o kahve?
O zaman sizde bizim mutlu olduğumuz zamanları, Heyecanlı olduğumuz, Hep birlikte olduğumuz zamanlara karışmayın...
Bengeceninkaranlığı
İnsanları bizi farketmeleri, Bir şarkıdaki sözlerin arasındaki gizli...
Anlamları kadar uzaktır bazen...
Bengeceninkaranlığı
- Bazen... Kendini başka biri olarak değil, Kendin olarak tanıttığın gece karanlık bir zamandır.
Bazen... Dikenli yollardan geçmek, Karanlıkta kalmak, Çıkmaz sokağa girmek...
Dikensiz yollardan, Aydınlıkta kalmaktan ve çıkmaz sokak olmayan...
Yerlerden geçmekten daha iyidir.
BengeceninKaranlığı
Gece karanlıkta Ayı...
Gündüz Güneşi...
Sokaktaki sokak lambalarının ışıklarını...
Şehirdeki ışıkları...
Kimse görmezken, Şimdi biz yaksak içimizdeki ışıkları...Lambaları...
Bizi gören biri sizce olacak mıydı?
Herkes aynı anda geceyi yaşar...
Ama herkesin karanlığı da farklıdır...
Bengeceninkaranlığı
Her gecenin bir hikayesi vardır...
Fakat bu hikaye kitaplarda okunmayacak kadar karanlıktır...
Bengeceninkaranlığı
Gecenin aydınlık olması ne kadar uzaksa...
Ayında gecenin içinde hep parlak olması o kadar azdı...
Bengeceninkaranlığı
Herkes gökyüzüne bakar... Geceyi görür...
Fakat bilmezler ki her gecenin hikayeleri farklıdır...
Gecenin aydınlığını bulmaya çalışmak, Karanlığında kalmaktan daha kötüdür bazen...
Bengeceninkaranlığı
Bir dikenli gül alırsın eline...
Eline batar ama önemli olan bir şeyi sevmek değil midir dikenleri olsa da?
Küçükken bir yerimiz yaralandığında annemizin yanına koşardık...
Şimdi ise acılarımız olunca kendimizin yara bandı yapıştırması ne kötü...
Bengeceninkaranlığı
Biliyorum, Siz de çok sevdiniz. Ve biliyorum, Sizi de çok sevmediler. Karantina
Gece bittikten sonra gündüz zamanı güneş çıkar parlaklığıyla gökyüzüne...
Peki bizim geceden sonradan güneş kadar parlak mıdır içimiz onunla birlikte?
Kalıcı arkadaşlar olacak mıdır ki bu dünyada? Hayır... Arkadaşlıklar dostluklar ateş gibidir...Bir üflemenle söner ve giderler. Aynı bir ateş gibi...
Ama ateş geriye bırakmaz mıydı küllerini onunla birlikte?
İşte bizi de böyle bıraktılar... Geriye sadece arkalarından küllerini bıraktılar.
Gerektiği zaman gecelere haykırdığımız, ağladığımız ve dayanamıyorum dediğimiz geceler hep vardı...
Peki kimse yine yanımızda var mıydı?
Dışardayken dışlayan çok...
Ama yalnız olunca sana uzatılan bir el hiç yok...
Bakalım sana aşık olur muyum, bir düşünelim... Olamam, Sorunun cevabı hayırmış. Nefret ettiğim birisine aşık olamam. Onur Zorlu
Keşke benden de nefret etseydin çünkü bir insanın sevilmemesi daha çok kırar ve incitir onu nefretten...