günlerden gözyaşı düşer takvimlerden, her düşüşünde çehremdeki çiçeklere eksik renk bağışlayan
o yaranın dikişleri hep aynı yerden patlıyor. o yara hep aynı yerden kanıyor.
sokaklarına bıraktığım sigara izmaritlerinde bıraktım gözyaşlarımı
yerimde olsaydın aynalardan kaçardın
gökyüzünün güzelliğini kıskanan yıldızlar kadar ben de buradayım amına koyayım der gibi çıkışları kim boynundan öpecek bu gece yıldızların beyaz ve mavinin gökteki eserine sokayım bu şiir mi betimleyecek güzelliğini sahi gökyüzü mü güzel? yoksa şiir mi çok şaşaalı geldi bana.
yaşama kızmama ramak kaldı yaşamın içine sıçmama bir çizik kaldı içime sakladığım bu gökyüzü, gerçeğini dışa vuran hülyalar ben bu yaşımda kalemle savaş açmışken noktanın sevgisiyle koalisyonu bozamam yine bir yıldız kaydı ben de buradayım amına koyayım..
bugün çok yaşlı yazıldı bu şiir en genç yaşımın en yaşlı satırları gibi bilirsiniz, şair; sessizliğin hüsrana uğramış hali. gökyüzündeki hangi yıldız hüsran kaydı sahi?
böyle günün akşamından gecesine kadar sabahıyla beraber amına koyaraktan sikerler ecdadını