Ben tutku istiyorum, anlayış istiyorum, özgürlük istiyorum. Her konuda özgürlük.. Kutsal aşk, bitmeyen aşk, her konuda özgür bırakılan aşktır bence. Sartre’la Beauvoir’ın aşkını duydun mu? Nâzım’la Piraye’ninkini bile bilsen yeter bana ama senin bildiğin aşklar Leyla ile Mecnun’un, Kerem ile Aslı’nın, ha birde İngiliz Sarah ile Maraşlı Musa’nın aşkıdır ancak. Acı aşk istemiyorum ben, acıtmasın, Sınırlamasın beni.
-Madem kapitalizmin kölesi oldun, niye Rusça dersi alıyorsun?
+Dostoyevski'yi kendi dilinde okumak için
|| The Queens Gambit
“Buradayım çünkü sana dair her şeyi seviyorum. Sana geçmişte ne olmuşsa veya gelecekte ne olursa olsun sorun değil. Çünkü karşımda duran kişi bir mucize, sen bir mucizesin. "
|| 11.22.63
"+Bana gelecek hakkında bir şey daha söyle
-Seni seviyorum. Şimdi de gelecekte de."
|| 11.22.63
hüzünlü bir şiir gibiydi her şey. artık yavaş yavaş anımsıyordum. günler geçiyordu. bildiğim tek gerçek buydu. şairin dediği gibi, kendimi ağır ve müşfik akan bir suyun koynuna bırakmış, gidiyordum.*
"En çok acıtan hisler, en çok yakan duygular, en saçma olanlardır. İmkânsız şeylerin arzusunu duymak kesinlikle imkânsız oldukları içindir; geçmişe olmayan şeyler için duyulan özlem; olmuş olabilecekler için duyulan arzu; başka birisi olmadığın için duyulan pişmanlık; dünyanın varoluşundan duyulan tatminsizlik. Bütün bu ruhun bilincinin ara tonları, bizi kendiliğimizin sonsuz bir günbatımında, acı dolu bir manzaranın içinde yaratır."
Fernando Pessoa
"beni hapiste vurdular ölmedim. hastalandım bi ciğerimi orda bıraktım gene ölmedim, çok dövdüler beni kan kustum ama ölmedim, yaşadım, seni bir kez daha görebilmek için yaşadım. şimdi bana dediler ki; kimse sesini duyamıyormuş. susmuşsun. benimle de konuşmayacak mısın keje. sesini duyamayacak mıyım?”
Akif Harput’ta telgrafhane müdürüdür. Hüseynik’te kızkardeşi Ati Hanım’la beraber yaşıyordurlar. Akif çok genç yakışıklı dalyan gibi bir çocuktur. Akif sabahları Saray Yolu ile Harput’a çıkar, akşamlarıda kalenin alt tarafından Deliktaş yolundan geri dönermiş. Akif’in bir kardeşi ise Musul’da yaşamaktadır.
Türküde adı geçen Lütfi’de telgrafhanede çalışmaktadır. Akif Lütfi’yi çok sevmektedir.
Akif Hüseynik’ten şehre (Harput) çıkarken hiç beklenmedik bir zamanda yolda kalp krizi geçirir ve ölür. Ölüm olayı duyulunca bütün bir şehir halkı arkasından günlerce gözyaşı dökerler.
İşte tam bu sırada Saçlızade Hacı Vehbi Efendi bu güzel ve hazin şarkıyı güftesiyle ve bestesiyle meydana getirmiştir.
Hüseynik'ten çıktım seher yoluna Kol ağrısı tesir etti canıma Yaradanım merhamet et kuluna Yazık oldu yazık şu genç ömrüme Bilmem şu feleğin bana Cevri ne
Telgrafın direkleri sayılmaz Ati Hanım baygın düşmüş ayılmaz Böyle canlar teneşire koyulmaz Yazık oldu yazık şu genç ömrüme Bilmem şu feleğin bana Cevri ne
Sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim,belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma. Bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün, yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.*
dön bir bak bana, gözlerim gülüyor, seni gördüm göreli mevsim değişti, seni gördüm göreli dünya değişti.*
bir kedim bile yok, anlıyor musun? Hadi gülümse.*
"İyiler bu savaşı kaybetmiş, peki ben nasıl büyük adam olucam?"
“Lanet olsun, ne muazzam şey seni sevmek!Sen benim aşkım, sen benim kızım, sen benim yoldaşım, sen benim küçük annemsin.
Canım, bir tanem, seni sevmeden önce dünyayı sevmesini bile bilmiyormuşum. Bu şehir güzelse senin yüzünden, bu elma tatlıysa senin yüzünden, bu insan akıllıysa senin yüzünden…”
Leyla ile Mecnun 8 Yaşında🎉!!
Via: @sigaraverlabidal
Yıllar geçse de üstünden, bu kalp seni unutur mu?
"gül kokuyorsun bir de, amansız, acımasız kokuyorsun. gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun dayanılmaz birşey oluyorsun, biliyorsun hırçın hırçın, pembe pembe öfkeli öfkeli gül gül kokuyorsun nefes nefese."
"Bak hayattayım, hâlâ yanındayım, hep seninleyim."
Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Yaban
"Böyle bir gökyüzünün altında bu kadar kötü insan nasıl olabiliyor?"
Sadık Murat Kolhan Beycim💘
“Yurda ay yıldızının ışığı yeter.“
“Şiir gibisin kız Karsu”
“Haykırdım dağlara duymaz.”