"Edebiyat şunun için güzeldir; senden asırlar önce yaşamış biri, senin de içini kemiren, genellikle ifade edemediğin duyguları tarif etmiştir bir yerlerde. Varlığından haberdar olmayan birinin, senin yerine sıkıntı çekmiş olduğunu görmek rahatlatır. Anlarsın, yalnız değilsindir."
Artık hissedemiyorum. Kendimi kaybettim. Duygularda gelebilecek en son noktaya geldim, yıktım her şeyi. Umursamıyorum, beklemiyorum ve umudun ne olduğunu bilmiyorum. Ben sevgiyi tükettim, kendimden geçtim. Dümdüz yaşıyorum.Yıprandığını bir tek senin bilmen kıvranış ağladığını kendin görmen ruhen yıkılış .Artık bir şeyler için çabalamaktan yoruldum. İçin karanlıksa hiçbir çiçeği sulayarak büyütemezsin.“Belki farkında değildir.” diyerek, içimi sana karşı hep sıcak tutabilmek için aklımı kaç kere yok saydığımı bilemezsin.Ve herşeye rağmen hep şunu demek istiyorum “Sonunu boş ver, başı çok güzeldi.”
"Zamanında yenilgi diye nitelendirdiğim bütün savaşları, aslında kazandığımı çok sonra fark ettim. Zaman en çok da gerçekleri görmeye yarıyor .İnsanı büyüten şeylerin yıllar olmaması ne hüzünlü şeymiş. Bazen bazı şeyleri o kadar özlersin ki, o özlediğin şeylere bir kez rastlamak için en umulmadık sokaktan bile geçersin ve ben hala baştan başlamaya inanıyorum. Ve gerektiği kadar baştan başlayacağım.Bak bir kitapta diyor "İnsan, unuttuğuyla tekrar tanışabilir" bu cümle bir gün lazım olursa umudumuz olsun.”
“Çok karışığım. Bir yanım olabildiğince huzursuz ve yorgun. Diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine halen inanıyor ve heyecanını koruyor. Bu iki yan arasında ben, eziliyorum.”
Umarım bunca sıkıntının güzel bir karşılığı olur çünkü bu yaşta neredeyse hayatım kaydı. Ben halen sevmenin kurtaracağına inananlardanım. Gidip sevin birbirinizi. Anlatacaklarım var ama nasılsa kursağımda kalır diye susuyorum. Bazen bazı güzel şeyler biter, daha güzelleri başlasın diye.
Tamam sus Altan .