I think...
I know where I belong
But, This is a little weird.
Ve ruhumu arındır...
Ruhumu arındır..
Beni içimdeki bu öfkeden kurtar.
Ve beni bütün yap..
Beni bütün yap...
Aydınlığı dinle.
Karanlığın seni almasına izin verme..
Senin anıların senin kaderin değil..
Bu imkansızdı; ne de olsa insan kendi ışığını ona yansıtan kaç kişi tanırdı ki? İnsanlar daha çok meşaleye benzerdi, bir esintiyle sönene dek yanarlardı. Başka kişilerin yüzlerinin insana kendi yüz ifadesini, içini ürperten en gizli düşüncelerini yansıtması ne kadar nadirdi?
Fahrenheıt 451
Yoruldum ve sıkıldım.
Üzgünüm ve dargınım bu adaletsiz dünyaya...
Karanlık bir yere geçip kitaplık rafının önüne doğru ilerliyorum. Rafın üzerindeki bir kitabı elime alıp tozlu sayfaları çevirmeye başlıyorum yavaşça...
Sonrada bir koltuğa uzanıp okumaya başlıyorum. Orada okuduğum satırlar arasında kaybolup gidiyorum. Sanki... Kitabın içinde yaşıyormuş ta olanları okuyorum gibi. Yavaşça okyanusun sularına dalıp yunuslara dokunuyor ve onlarla oynuyorum.
Ve yavaş yavaş daha derine dalıp bir yer keşfediyorum. İlerledikçe gelen melodi beni oraya doğru gitmemi sağlıyor.
Korkma, sana zarar vermeyeceğiz. Burada güvendesin ve kimse sana asla zarar vermeyecek diyor deniz..
Küçük kızın güveni artıyor ve biraz daha açılıyor...
Çok fazla derine inen kız yavaş yavaş nefes almamaya başladığında evinden uzaklaştığını fark ediyor.
Ve ilk nefesi kesiliyor sonra ise bedeni duruyor, gözleri karanlığa gömülüp sonsuz uykuya dalıyor.
İşte bu ruhunu denizde bırakan kızın hikayesi...
Who will conquer all?
She will be the warrior of North and Southern Seas!