Quran - Blog Posts
While discussing the merits of the second half of Ramadan, ibn Rajab al-Hanbali mentioned the following more general point:
[كل زمان فاضل من ليل أو نهار فإن آخره أفضل من أوله كيوم عرفة ويوم الجمعة وكذلك الليل والنهار عموما آخره أفضل من أوله ولذلك كانت الصلاة الوسطى صلاة العصر كما دلت الأحاديث الصحيحة عليه وآثار السلف الكثيرة تدل عليه ]
"For every virtuous time – whether it be in the day or the night – its latter part is more virtuous than its earlier part. Take for example the day of ‘Arafah and the day of Jumu’ah. Likewise, this applies to the night and day generally speaking, that the latter part is more virtuous than the earlier part. That is why “the middle prayer” is the ‘Asr prayer, as is indicated by authentic hadith narrations, and a great number of statements from the salaf also support this."
[Lataa'if al-Maraa'if pg. 176]
More than half of Ramadan has passed—wake up from your slumber before it’s too late! Rise, seek mercy, and race toward the gates of Ar-Rayyan. Let these blessed nights be your turning point, for the doors of forgiveness are still open, and the chance to earn Allah’s pleasure is within reach. Strive now, before the final moments slip away
You wish to be patient, so you're tested with hardships.
You wish to be disciplined, so you're tested with temptations
You wish to be kind, so you're tested with unkind people.
You wish to be enlightened, so you're tested with mistakes
You wish to be grateful, so you're tested with loss and adversity
You wish to be forgiving, so you're tested with being wronged
You wish to be steadfast in faith. so you're tested with doubts and trials.
You wish to be consistent, so you're tested with interruptions
You wish to love, so you're tested with being alone
Do the people think that they will be left to say, We believe' and they will not be tested?
29:2
“Do not ask me about my life, for it is the secrets of life. It is both a gift and a hardship, a world of wishes I have entrusted to Allah, then I moved forward in the company of the righteous.
As for my path, it is the Quran, the sword, and trials.
Allah has blessed it, and before me, the Prophets walked it, as did the caravans of martyrs. It was nourished by rivers of blood, and thus it became a fragrant garden, framed in light.
As for my fate, it is what pleases Allah and what He wills, whether it is victory with clear triumph or martyrdom and eternal life. And if I find myself on this earth with limited time, then let me be the symbol of heroism and guidance, or woe to my existence.”
Fâtır sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 45 âyettir. İsmini 1. âyette geçen Cenâb-ı Hakk’ın اَلْفَاطِرُ (Fâtır) sıfatından alır. Buna “Melâike” sûresi de denilir. Resmî tertîbe göre 35, iniş sırasına göre 43. sûredir.
Sûre ağırlıklı olarak Allah’ın varlığı, birliği ve kudretinin kâinatta tecelli eden pek çok delillerinden söz ederek, O’nun kulluğa lâyık tek ilâh olduğu fikrini işler. Yaratan O’dur, rızık veren O’dur, izzet ve şeref veren O’dur. O zengin ve müstağnî, insanlar ise O’na sonsuz derecede muhtaçtır. Bütün izzet ve şeref yalnızca O’na mahsus olduğundan, izzet ve şeref isteyenler için O’na inanmak, O’na teslim olmak, yalnızca O’na kul köle olmak zarûrîdir. Acı ve tatlı deniz, gece ile gündüz, âmâ ile gören, karanlıkla aydınlık, ölü ile diri gibi âlemde birbirinin zıddı olarak tecelli eden varlık ve olaylar, iman ile küfrün hakikatini anlamak için birer misaldir. İman güzelliklerin, küfür ise kötülüklerin temsilcisidir. Bu sebeple sûrede iman ehlinin nâil olacağı ebedi mutlulukla, küfür ehlinin feci halleri canlı birer tablo halinde arz edilir. İnsanların zulmü ve nankörlüğüne rağmen Cenâb-ı Hakk’ın onlara mühlet verdiği, dolayısıyla bu mühletin iyi değerlendirilmesi gereği üzerinde durulur.
Resûlullâh ﷺ buyuruyor ki:
"Allah Teâlâ kıyâmette şu üç kişi ile ne konuşur, ne onları temize çıkarır, ne de yüzlerine bakar. Onlar için şiddetli bir azâb vardır: Zinâ eden ihtiyar, yalancı hükümdar ve kibirli fakir."
Hadis-i Şerif (Müslim, Îmân, 172)
Resûlullâh ﷺ buyuruyor ki:
"Büyük günahlardan sakınıldığı müddetçe; günlük beş vakit namaz, iki Cuma ve iki Ramazân, aralarındaki işlenecek küçük günahlara kefârettir."
Hadis-i Şerif (Müslim, Tahâret, 5)
"Ateşin karşısında durdurulup da,
"Ah, keşke dünyaya geri döndürülsek de Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve mü'minlerden olsak" dedikleri vakit (hallerini) bir görsen!"
En'am Suresi 27. Ayet
وَاٰتٰيكُمْ مِنْ كُلِّ مَا سَاَلْتُمُوهُۜ وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللّٰهِ لَا تُحْصُوهَاۜ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ۟
İbrahim Sûresi 34. Ayet
قُلْ إِنَّ رَبِّي يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ وَيَقْدِرُ لَهُ وَمَا أَنفَقْتُم مِّن شَيْءٍ فَهُوَ يُخْلِفُهُ وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
Kul inne rabbi yebsutur rızka li men yeşau min ibadihi ve yakdiru leh, ve ma enfaktum min şeyin fe huve yuhlifuh, ve huve hayrur razikin.
Sebe' Suresi - 39 . Ayet
"Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin.
Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız,
Allah (c.c) katında onu bulursunuz.
Şüphesiz Allah (c.c) bütün yaptıklarınızı görür."
.
Bakara Suresi 110. Ayet
