"Bismillahirrahmanirrahim": "Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla" anlamına gelmektedir.
Euzü Besmele ise yani "Euzübillahimineşşeytanirracim": "Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım" anlamına gelmektedir.
Kul herhangi bir davranışta bulunurken, önemli bir işe teşebbüs ederken önce eûzü çekerek muhtemel olumsuz etkileri defetmekte sonra da besmeleyi okuyarak “kendinin tek başına yeterli olmadığını, başarı ve gücün ancak Allah’tan gelebileceğini, Allah’ın yeryüzünde halife kıldığı bir varlık olarak O’nun mülkünde, O’nun adına tasarrufta bulunduğunu, asıl mâlik ve hâkim olan Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa emanete hıyanet etmiş olacağını...” peşinen kabul etmekte ve bundan güç almaktadır.
Minhâ halaknâkum ve fîhâ nuîdukum ve minhâ nuhricukum târeten uhrâ.
Taha Suresi Mekke döneminde inmiştir ve 135 âyettir.
Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.
Sûrede, Allah’ın peygamberler aracılığıyla insanlara gösterdiği doğru yolun temel gerçeklerine işaret edilmekte, Hz.Peygamber teselli edilerek peygamberlik görevini mutlaka en güzel şekilde başaracağı müjdelenip kendisine karşı çıkanların uğrayacağı sonuçlar izah edilmektedir.
Mushaftaki sıralamada yirminci, iniş sırasına göre kırk beşinci sûredir. Meryem sûresinden sonra, Vâkıa sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 130 ve 131. âyetlerin Medine’de nâzil olduğuna dair bir rivayet de vardır.Hz. Ömer’in İslâmiyet’i kabul edişiyle ilgili meşhur rivayette Ömer’in, kız kardeşi ve eniştesinin evine baskın yaptığında işittiği ve çok etkilendiği âyetlerin Tâhâ sûresinin âyetleri olduğu ve bu olayın peygamberliğin beşinci yılında cereyan ettiği dikkate alınarak, genellikle Mekke döneminin ortalarına doğru indiği kabul edilir.
Kaynaklarda nüzûlü için belirli bir sebepten söz edilmez. Geldiği dönemin şartları ve sûrenin içeriği, Hz. Peygamber’e ve müminlere teselli verip onların moralini yükseltmeyi amaçladığını göstermektedir.
Hz. Peygamber’in mâneviyatını yükselten ve Allah’ın kudretine dikkat çeken ifadelerle başlanmış, ardından Hz. Mûsâ’nın Firavun’la mücadelesine, Cenâb-ı Hakk’ın İsrâiloğulları’na lutfettiği nimetlere ve onların hatalı tutumlarına geniş bir biçimde yer verilmiştir. Daha sonra Hz. Âdem’in yaratılışına, şeytanın onu ve eşini kandırıp cennetten çıkmalarına sebep oluşuna değinilmiş, inkârcıların karşılaşacakları âkıbet hatırlatılmış ve ebedî mutluluğun Allah’a saygıda kusur etmekten sakınanların olacağı belirtilmiştir.
Hz. Peygamber’den rivayet edilen bir hadiste anlatıldığına göre, Tâhâ ve Yâsîn sûrelerini işiten melekler şöyle demişlerdir: Bunların kendilerine gönderileceği ümmete ne mutlu, bunları taşıyan gönüllere ne mutlu, bunları okuyan dillere ne mutlu!” (Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 20).
Birçok sûrede olduğu gibi âyetlerinin kısa ve sonlarının secili olması sûrenin okunuşuna apayrı bir mûsiki katmaktadır.
⠀
⠀
Tek tesellim kaldı o da hayalin
Onuda al eğer acımıyorsan
⠀
Hiç düşünme beni ne olur halim
Hep uzaklarda kal acımıyorsan
⠀⠀
Yaktın sevgi dene duygularımı
Yıktın dağlar gibi umutlarımı
⠀
Çaldın bugünümü yarınlarımı
Gel canımıda al acımıyorsan
⠀
Unutmak istesen unutulmuyor
Seven gönül sözle avutulmuyor
⠀
Bir kadeh boşalıp biri doluyor
Kır kadehleride acımıyorsan
⠀
ACIMIYORSAN (alıntı)
⠀
⠀
Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır.
Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül etsinler.
Teğâbun Suresi 13. Ayet
Cahildim Dünyanın Rengine Kandım Hayale Aldandım Boşuna Yandım Seni İlelebet Benimsin Sandım Ölürüm Sevdiğim Zehirim Sensin Evvelim Sen Oldun Ahirim Sensin Sözüm Yok Şu Benden Kırıldığına Gidip Başka Dala Sarıldığına Gönlüm İnanmıyor Ayrıldığına Gözyaşım Sen Oldun Kahirim Sensin Evvelim Sen Oldun Ahirim Sensin Garibim Can Yıkıp Gönül Kırmadım Senden Ayrı Ben Bir Mekan Kurmadım Daha Bir Gönüle İkrar Vermedim Batınım Sen Oldun Zahirim Sensin Evvelim Sen Oldun Ahirim Sensin _____________ NEŞET ERTAŞ / / /